Fethiye yakınlarındaki gezi duraklarımızdan biri Saklıkent
kanyonuydu.En başından söyliyim gitmeden önce bu kadar güzel ve farklı
olabileceğini tahmin etmemiştim.Gitme imkanınız veya ihtimaliniz varsa sakın
pas geçmeyin.
![]() |
#saklıkentkanyonu |
![]() |
#saklıkentkanyonu |
Saklıkent'in binlerce yıl önce jeolojik bir çatlamayla
oluştuğu düşünülüyor.Ortalama 200 metre yüksekliğindeki dağların arasında ve
normal kanyonlardan farklı olarak tabanı kayalıklarla ve büyük taşlarla
çevrilidir.Saklıkent'e özel aracınızla Fethiye-Antalya karayolu üzerinde
bulunan Seydikemer kavşağından sağa dönüp 21 km ilerlerseniz ulaşmış
olursunuz.Yolun bazı bölümlerinde hiç bir levha göremeyip acaba doğru yolda mıyım
diyebilirsiniz ya da telefonunuzdaki navigasyonunuzdan yol olmayan bir yerden
gidiyor gibi gözükebilirsiniz korkmayın doğru yoldasınız :) Yol boyunca
evlerinin önünü gözlemeciye çevirmiş teyzeler,amcalar göreceksiniz.Burda eminim
sizinde dikkatinizi bu gözlemecilerin isimleri çekicek.Aklımda kalan bir kaç
tanesi;öğretmenin yeri,emekli öğretmenin yeri,öğrencinin yeri,üniversite
öğrencilerinin yeri,memurun yeri....(böyle yazınca tam anlaşılmıyor da,bunları
art arda görünce çok komik geliyor insana :D) Aracı olmayanlarda sürekli sefer
yapan minibüslerle ulaşımı sağlayabilirler.Girişler tam 6 tl,öğrenci 3 tl gibi
bir şeycik.
![]() |
giriş alanı |
Eğer kanyon içinde yürüyerek çok ilerlemeyi düşünüyorsanız
yanınıza minimum eşya almanızı öneririm ki bu uyarı girerken güvenlikçi
arkadaşlarda yapıyor.Neden az eşya alınması gerektiğiyle ilgili ayrıntıları
yazının ilerleyen bölümlerinde anlarsınız:)
![]() |
Hazır mıyız yürümeye :) |
![]() |
#lastikayakkabı kiralayabileceğiniz yer |
Gelelim asıl meceranın başladığı kısma:)Yürüme girişimine
başlamadan önce lastik bir ayakkabı kiralamalı veya satın almalısınız(piknik
alanı dediğim bölgedeki büfeden kiralayabiliyorsunuz),kanyonun dibi çakıl ve
kayalık ancak lastik ayakkabılarla rahat yürüyebilirsiniz.İkinci bir uyarım
yine ileri yürümeyi düşünen arkadaşlar için içlerine mayo giysinler,yedek
kıyafet götürsünler benim gibi elbiseyle falan gitmesinler:)(bu bir yasal
uyarıdır:) :) :)
Kanyonun başında suyun çıktığı bölgede yoğun bir akış
olduğundan bu kısmı geçmek için bir halat germişler.Burda ki savaşınız sadece
suyun akışına karşı değil,bir yandan da soğukluğuna karşı olucak:)Soğuk derken
hiç abartmıyorum bildiğiniz soğuk suların 5 katı falan,o bölgeyi geçtikten
sonra ayaklarımızı belli bir süre hissetmeyip,normale dönmesini
bekledik.
![]() |
Bu daha başlangıç:) |

![]() |
daha çok var mı şirin baba:) |
![]() |
sevdiceğim neyin peşindesin :) |
Tabi bizde alıp gazı başladık tekrar ilerlemeye,yani en son
boğazıma kadar sudaydım ve sevdiceğimin taşıdığı sırt çantası sırılsıklamdı.Öyle
böyle toplamda 1 saati geçkin yürüdükten sonra mutlu sona ulaştık:)Bunun birde
dönüşü var a dostlar:)Sona ulaşan 6-7 kişi ve görevli abimizle dönüş yolunda yüksek
bir yerden inmemiz gereken bir noktaya geldik,görevli abide dedi ki 'bu kayaya
oturun bırakın kendinizi'.Kayanın üzerinden su akıyor,suyun akmasından dolayı da
üzeri pürüzsüzleşmiş kaydırak gibi olmuş.Sorun kayadan kaymak değil de
bitişindeki su alanı ve dibinde yüksekliği belli olmayan kayalıklar.Bir
basıyorsun yüksektesin diğer adım çukura denk geliyor giriyosun suya..Burdan
inmek üzere ilk kurban ne yazık ki ben oldum.Ne yalan söyliyim baya bir
tırstım,sevdiceğim 'senin yüzmen iyi,suyu da seviyorsun bir şey olmaz falan
deyince kısa bir terettütün ardından bıraktım kendimi ve juppp suya:) :)Boynuma
kadar falan suya gömüldüm.Diğer kalan arkadaşlarda eşyalarını önce bana atıp
sonra sırayla geldiler peşimden.Bundan sonrasında o kadar ıslandıktan sonra
saldım çayıra,mevlam kayıra şeklinde su birikintilerine girdiğimiz için dönüş
daha kolay oldu:)Tabi birde artık kayaların çapını biliyorsunuz,yürürken nereye
basıcan ,nasıl basıcan konularında tecrubeli oluyorsunuz:) Dönüşte tekrar
piknik alanına ulaştığımızda acayip yorulmuştuk.Büfeden çaylarımızı alıp biraz
dinlendik ve amcaların,teyzelerin soğuk su bölgesinden geçişini(geçemeyişini mi
desem:) izledik.Ayrıca çıkıştaki hediyelik eşya bölümüne uğrayıp bir kaç magnet
almayı da unutmadık.


Biz konumuza dönüp Gizli Şelaleye devam edelim:)Yine belli
bir mesafeyi gittikten sonra (bu saklı kente göre baya bir kısa ,15 dakika
falan ) şırıl şırıl akan şelaleye ulaştık.Şelalenin altına da girdik tabi,su
belli bir yükseklikten aktığı için vucudunuza çok sert vuruyor ,gerçek anlamda
çivi gibi iniyor,zaten yoğun akan bölgede 10 saniyeden fazla kalamıyorsunuz.
En başta da dediğim gibi kesinlikle gidilip görülmesi
gereken yerlerden.Bu iki yerden sonra eve dönerken benim ayaklarım
bitmişti,sevdiceğim nasıl araç kullandı hiç bilmiyorum.Erkek olmak bu gibi
durumlarda zor,hiç pes etme hakkın olmuyor :)
O araba eve dönecek
:):)
Not : fotolarının tamamının çekimi bize aittir ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder