Bu konu eminim bir çok annenin kanayan yarasıdır. Hem kendi
stresi hem çevre baskısı hem lahusalık üst üste geldikçe gelir. Bebişin sürekli
mızmızlanması sütün yetmiyor mu?? Mama mı versek acabalara bağlanır. Bebişin
her ıg demesinde emzir sen emzirler havada uçuşur. Bir de tam tersi inatla mama
vermicem emziricem diyenlerde mevcuttur.
Ben açıkçası iki yaklaşımı da doğru bulmuyorum. Kendi hikayemden
yola çıkarak size bakış açımı biraz anlatayım. Yaklaşık 12 saat sancıdan sonra
zor bir normal doğumla oğlum aramıza katıldı. Doktorlar ve ebeler sadece
emzirmemizi bebişin midesinin daha fındık kadar olduğu her türlü doyacağını
söyledi. Ben sütümün sanki az olduğunu stresten dolayı tam gelmediğini söylesem
de ısrarla yeteceğini söylediler bizde tamam dedik, geldik evimize. Ben sürekli
emzirmeye çalışıyorum bebeğim emmeyi öğrenmeye ben emzirmeyi öğrenmeye
uğraşıyoruz. 3. Gün oğlumun ateşi çıkmasıyla soluğu acilde aldık.(yenidoğanda
37,5 geçildi mi doğruu hastaneye gidilmesi gerekiyor) Yapılan kontrollerde
sarılık değerinin yükseldiğini ve aşırı kilo kaybı yaşandığı ortaya
çıktı.(doğum kilosunun %10 kadar kilo kaybı ilk hafta normal deniyor, bizimki
bundan fazlaydı).
Tahlillerine bakıp doktor direk yatış verdi ve benim yıkıldığım
o cümleyi kurdu “çocuğu aç bırakmışsınız, tuz oranı ve sarılık değerleri bu
yüzden yüksek” dedi. Sanırım bir annenin duyabileceği özelikle lohusa bir
annenin duyabileceği en acı cümlelerden biridir “çocuğu aç bırakmışsınız”.. O
an ağzımdan hiçbir şey çıkamadı, doktorun abartmadığını da biliyordum tahlil
sonuçlarını bende kontrol etmiştim. Hemen yeni doğan bölümüne yatış verip,
alması gereken sıvı miktarını doktor hesaplayarak mama takviyesi ve mavi ışık
tedavisine başladık. Kendi dikişlerimi, acılarımı her şeyi unuttum sadece
oğluma iyi bakamadığımı düşünüp kahroldum. Aslında iç güdüsel olarak ilk günde
sütümün az olduğunu biliyordum ama tüm doktor ve ebelerin yeter o yeter
demeleri bizi bu noktaya getirdi. Hastanede kaldığımız süre boyunca 4 saate bir
mama 2 saatte bir emzirme 6 saate birde kan alıp değerlerine bakma şeklinde
geçti. Şükür ki oğlum tedaviye çabuk cevap verip değerler istenilen düzeye
gelince hastaneden çıktık.(burda 3 cümleyle yazıyorum ama hastanede
geçirdiğimiz her dakika benim ömrümden ömür sildi, birde arada nöbet değişimi
dolayısıyla gelen farklı doktorun yoğun bakım falan cümlelerini duyunca, ben
baya baya çökmüştüm) Taze anne olarak 2 kere ağlama krizine girdiğim olmuştu ,
biri bu hastanede kaldığımız gündü, diğerini sırası gelince diğer yazılarımda
yazarım J
Eve döndükten sonra artık hem emziriyordum hem mama
veriyorduk bir daha asla aç bırakma
riskini göze alamazdım ama emzirmekte de vazgeçmedim. Emzirdikçe artacak
mottosu benimde beynimde yer etmişti.
İşte en çok merak edilen bölüm sanırım burası biz ilk 10-15
gün hem mama hem emzirme şeklinde ilerledik ve sonra sadece emzirmeye geçtik. Oğlum
şuan 10 aylık ve hala emiyor hatta emmek onun için vazgeçilmez bir şey
diyebilirim J
Öncelikle şunu bilmekte fayda var mama anne sütünden daha
uzun süre tok tutuyor. Anne sütü bir buçuk iki saat yeterken mama 3-4 saat tok
tutabilir. Dediğim gibi emzirmekten asla vazgeçmedim bu süreçte her mamadan
önce mutlaka meme verdim. Biraz emesiye
kadarda uğraştım. Bu uğraşlarımın 45 dakikayı bulduğu, oğlumu da beni de
ağustos sıcağında kan ter içinde bıraktığı oldu ama yine de uğraştık ve
sonrasında mamayı verdik. Bir süre sonra önce emip sonra mamanın geleceğini
sanırım kavradı ve giderek daha az uğraşır hale geldik. Küçük bir deftere gün
içinde yediği mama miktarını ve saatini yazıp takip ettik.(bunun çok faydasını
gördük) Bu sürede de emme süresini uzatıp (1 memeden 2 meme emdirmeye geçtik)
mama miktarını yavaş yavaş azalttık(100 ml veriyorsak önce 90na sonra 80ne
düşürdük ama öncesinde mutlaka emzirdim). Arada sütüm varsa sağıp mama niyetine
onu da veriyorduk. Sonra bir öğünde sadece emzirip mamayı iptal etmeye başladık.
Bu, günde iki kere mama vermeye döndü ve sonra tamamen kaldırdık.