9 Aralık 2012 Pazar

Yakarım ROMA'yıda Yakarım..! ( İtalya Volume-1-)

Roma'dan Sevgiler Saygılar herkese.:)Yine en iyi yaptığım işi yapıyorum geziyorum:)Gezinin güzel bölümlerine gelmeden önce bir ryanair maceramız var ki sormayın gitsin.Önce bir onu anlatmalıyım.

Sabah Trnava'dan Bratislava Hava alanına direk giden otobüsle yola çıktık.Havaalanına geldiğimizde uçak saatine baya vardı,check-in için beklememiz gerekti.Beklerken farkettik ki Ryanair firmasının kabin bagajına koyulan çantaları kontrol etmek için bir yeri var.Nasıl anlatsam,böle demirden kutu gibi birşey,yanınıza aldığınız çantanızın onun içine sığması gerekiyormuş.Sonuçta uzun bir geziye çıkıyoruz çantamız tıka basa dolu,kızların yeni aldıkları çantalarda biraz büyükcene(biraz değil bayaaa:),inşallah sorun olmaz falan diye konuşmuştuk kendi aramızda giderken.Korkunun ecele faydası yoktu gidip denemeliydik..

Geldik mekanızmanın başına(başka kelime bulamadım idare edin:),hepimiz sırayla denedik zorlamayla falan sokarız diye düşünüp rahatladık biz.Saatimiz dolduğunda check-inimizi yaptırıp uçak kapısına doğru yol aldık.İstanbulda'ki gibi girişte çanta kontrolü yaptırmamıştık,ne zaman kontrol etcekler diye beklerken pasaport kontrolünden sonra aldılar bizi X-Ray cihazına.O nasıl bir aramadır hala inanamıyorum sanki istiparat almışlar geçenlerde terörist,tırnağına kadar arıyorlar.Saat,ceket,metal eşyalar,sıvılar falan derken ayakkabımıza kadar çıkarttırdılar.İlk Tuğba sorunsuz geçti,sonra felek yine attı bize golünü ve Gülnur kontrolde meyment yüzlü kadına yakalandı(şunu da merak ediyorum bu kadınları mahsus mu seçiyolar,hiçbiri mi güler yüzlü olmaz arkadaş).Çantasını açtırdılar kadın bildiğin ne var ne yoksa attı :krem,diş macunu,yiyekler falan filan hepsi gitti.Hepimizde yine bir yusuf yusufluk durumu çünkü herkeste aynı malzemeler vardı.Sıradaki talihlimiz Özgeydi,ona da açtırdılar çantayı bir kaç yiyeceğini aldılar ama fazla kayıp vermedi o:)Son kurşun bendim,nasıl oldu anlamadan aynı malzemeler bende de olmasına rağmen direk geçtim:)Bu kontrolü atlatıp uçağa bineceğimiz kapının orda beklemeye başladık tekrar.Sıra geldi bilet kontrolüne,burda yaver gidem şansım beni terkketti,Şu ilk başta çantamızı denediğimiz mekanızma çıktı yine karşımıza.Ben sırt çantam küçük diye sevinirken kadın demez mi kol çantanızı da içine koyun hepsi 1 bagaj  da olmak zorunda diye.O an bir sırt çantama baktım,bir kol çantama baktım,bir kadına baktım,sonunda bir küçük emrah bakışı da attım ablaya ama nafile,kadın kararlı gözlerle beni  bekliyordu.

2 Aralık 2012 Pazar

Çölde Kalsam Kutup Ayısı Saldırır..!(Bir uçağımın iptali eksikti..!)

Hazır mıyız gençlik hayatımdaki en stres dolu anları okumaya:)Vallahi abartmadan yazabildiğim kadar yaşadığım duygularla birlikte yazmaya çalışıcam olayı,aslında sıcağı sıcağına yazıcaktım da öncelikle annemlere durumu açıklamam lazımdı,ilk burdan okuyup şoka girmesinler dimi:)Birde yoğundum azcık,herşeyin bedeli olduğu gibi bu gezinin de bedeli vardı dönünce az biraz derslerle ilgilenmem gerekti.Önce paris gezi yazısı içinde yazıyım dedim ama baktım uzun oluyor büyük ihtimalle insanlar okumaktan sıkılırlar diye bu bahsızlığımı ayrı klavyeye almak istedim:)Haydi başlayalım..

Gezmişiz bütün İtalya'yı yorgunluk var ama mutluyuzda,Venedik merkezden bindik otobüsümüze 1 saat sonra havaalanındayız,bütün kontrollerden geçip check-inimizi yaptırdık gittik uçağımıza bineceğimiz kapıya.Burda beklerken Budapeşte'de erasmus yapan bir Türk arkadaşla tanıştık,zaten türkler her yerdeler arkadaş özellikle erasmuslular(okumayamı geliyosunuz gezmeyemi diycem benimde başım yanıcak o yüzden susuyorum:)Tam biz arkadaşla muhabbetin dibine vurmuşken bizim kapının orda bir hareketlenme oldu,sonunda kapı açıldı diyecektim ki maceramızın başlamasını sağlayan uçağın iptal olduğu anonsu yapıldı.İlk defa başımıza böyle bir şey geldiği için ne yapacağımızı şaşırdık tabi,baktık insanlar sıradan çıkıp koşturmaya başladı,bizde arkadaşla konuşmayı yarıda kesip takıldık onlara.Ticket informationın önünde sıraya girdik ama hala konu hakkında hiç bir bilgimiz yok,önümüzde de anonsu duyar duymaz fırlayan bir dolu insan var.Sonunda önümüzdeki kızlara yanaşıp sorduk durumu,adamlar uçak parasını ya geri veriyorlar ya başka bir sefer ayarlıyorlarmış.Biz tabi yusuf yusuf olduk,aklımızdan bir sürü senaryo dolanıyor önümüzdeki insanlardan bize sıra gelene kadar yarına olan biletler biter,onu geçtim yarına bilet olsa bu gece nerde kalıcaz hotelden çıkış aldık havaalanı da kapanıyor burda da kalamayız,en önemlisi yarın paris'e gidemezsek paris'ten budapeşte'ye giden uçağımız yanıcak eve dönemiycez.Yaklaşık 3 saat falan bunları düşünmekten iyice gerildik biz.

14 Kasım 2012 Çarşamba

I. Viyana Kuşatması

İkinci durağımız Viyana.Slovakya'yı seçmemin en büyük nedeni olan konumu gerçekten çok işime yaradı.Bir çok ülkeye sınırı olduğu için diğer ülkelere geçiş çok zor olmuyor.Viyana'da bunlardan biri,Trnava'dan yaklaşık 3 saatte viyanaya ulaşabiliyorsunuz.
Viyana gezisini  günübirlik planladık ayrıca bu sefer 4 kişiydik,Gülnur'un oda arkadaşı özge de bizimle geldi.Tren saatlerine akşamdan kontrol edip sabah 6:06 treniyle Bratislavaya,ordan da Viyana geçmeye karar verdik..Sabah herkes uyanıp hazırlandı ama hazırlanma biraz uzun sürmüştü(4 kız olunca kaçılnılmaz son:),Düşündüğümüzden biraz daha geç çıkabildik yurttan.Yolda geç kalıcacağımızı anlayınca vitesi taktık dörde:)İstasyona ulaştığımızda trenin kalkmasına 4 dk vardı.Biletleri alıp platformu aramaya başladık,malesef İlk çıktığımız platform yanlıştı,sorduğumuz abi Bratislava treninin olduğu yeri gösterdi,gösterdi de oraya direk geçiş yoktu,zaten olsa şaşardım da.4 kız sabahın köründe tren garının içinden ordan oraya koşuyoruz:)Diğer tarafa doğru ilerlerken şu trenin hareket etmesi için düdük çalan görevliler var ya,o amca bizi gördü allahtan,bekliyorum cinsinden bir işaret yaptı ve sonunda 6:06 trenine 6:06 da bindik:)Herkes soluk soluğaydı,yurttan çıkarken ki uykulu halimizden eser kalmamıştı.Bratislava'ya indikten sonra da hiç risk almadan hemen viyana için bilet aldık,o da yaklaşık yarım saat sonraydı.Bilet fiyatı gidiş-dönüş 11 euro,çok pahalı değil bence,sonuçta ülke değiştiriyosun.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Slovakya Yolcularına Bilgiler(ben yandım siz yanmayın:)

Erasmus sınavından sonra Slovakya çanları benim için çalmaya başladığı andan itibaren herkes gibi bende internette forum sitelerini günlerce araştırdım ama ne hikmetse bütün ülkelere giden arkadaşlar tecrubelerini paylaşmışlar slovakya'ya gidenlerden ses yok,ben de gezerken gidenlerin yorumlarından 3-5 bilgi edinebilmiştim sadece.Şuan o durumda olup bu yazıyı okuyan bir arkadaş varsa emin olun sizi benden iyi anlayanı bulamazsınız,ben yandım siz yanmayın arkadaşlar buyrun okuyun:)Yaşadığım zorluklardan yola çıkarak geniş bir açıklama yapmaya çalışıcam yinede sorularınız olursa ulaşabilirsiniz,yardımcı olmaya çalışırım.

  • Öncelikle Hala aklında 'hangi ülkeye gitsem? sorusu olan varsa ilk başta amacınızın ne olduğuna karar verin derim.Eğer ben avrupayı gezcem diyorsanız kesinlikle slovakya,zaten haritadan yerine bakarsanız mükemmel bir locationa sahip,her yere tren veya otobüsle çok ucuz fiyatlara gidebilirsiniz.Türklere karşı da diğer avrupa ülkelerinde olduğu gibi herhangi bir ön yargıları yok tam tersine türkleri çok seviyorlar.
  • Uçak konusunda Türkiyeden slovakya'ya geliş probleminiz olabilir.Slovakya'nın başkenti Bratislava'da havaalanı olmasına rağmen türkiyeden fiyatlar oldukça uçuk vaziyette,o yüzden aktarma yapmanızı öneririm.Biz viyana'ya gidiş-dönüş 500 tl'ye

8 Kasım 2012 Perşembe

İlk Trip:Bratislava (Slovakya)

İlk gezi yazımız için aldık klavyeyi elimize:)Bugünkü durağımız Slovakya'nın başkenti Bratislava.Başkent dedim ama bizim Ankara gibi büyük,politik bir yer beklemeyin.Gitmeden önce internetten gerekli araştırmaları yaptık gezilecek yerler,hediyelikler,yemek yenen yerler falan.Trnava'dan Bratislava ortalama 45 dk sürüyor,hem trenle hem otobüsle gidebiliyoruz.Fiyat olarak ta ikisi aynı aşağı yukarı.Biz her saat başı otobüs olur umuduyla gitmiştik ama malesef otobüs saatine baya vardı,bizde(biz derken tuğba,gülnür ve benden bahsediyorum) otobüs duraklarına yakın olan tren istasyonuna yöneldik.İngilizce bilmeyen Biletçi ablayla el kol hareketleriyle anlaşıp biletimizi aldık.Genç bileti 2.25 euro(26 yaş altı),eğer ısıc öğrenci kartınız varsa 1.25 euro.Biz öğrenci kartına başvurduk ama bu gezimizde elimizde değildi o yüzden fazla fazla ödedik.Biraz bekledikten sonra geldi trenimiz.Alışkanlık yaptığımız birkaç davranışada değineyim,trenlere binmeden önce mutlaka soruyoruz,bazen trenlerin nereye gittiği belli olmuyor yanlış yere falan bineriz mazallah:)Aslında derdimiz kaybolmak değil yanlış yere binersen aynı yerden geri biner gelirsin o sorun değilde,o arada bir sürü zaman kaybı ne gerek var dimi.Sorduğumuz bayan Bratislava'nın son durak olduğunu da söyledi ve bizi hangi durakta inicez stresinden kurtardı.

Bratislava'ya indiğimizde yol bilmeyen herkes gibi kalabalığı takip ettik.

4 Kasım 2012 Pazar

Gelelim ilk İzlenimlere

Yurdu bulmakla bitmiyordu stres,geldim tamam rahatım diyemiyorsunuz.Yerleşme ve düzeni oturtma dönemi de oldukça çetrefelli geçti.İlk olarak meraktan ölmek üzere olan ailelerimize haber vermemiz gerekiyordu,ilk aklımıza gelen internete girmek oldu,birinci şoku burda yaşadık.Koskocaaa 1500 kişilik kapasiteli,avrupa birliği üyesi olan bir ülkede yurtta  kalıyorsun ve internet KABLOLU.Bizim ne kablomuz var ne bir şey,üstüne internete girmek için kayıt oluyorsun,24 saat içinde açılıyor.Türkiyede evlerde kalmadı kablolu net  bunlar halaaaaaa...Neysem biz internetten ümidimizi kesince hat olayına odaklandık.Ertesi gün kendimizi hemen attık dışarı,hat almalıydık,yanımızda yüklü miktarda para vardı en acilinden hesap  da açtırmamız gerekiyordu,allah korusun parayı bir düşürsek sonumuzu ne olur bilemicem.

Sanırım kızların şansıyla işlerimiz yolunda gitti,benim şansıma kalsaydı düşünemiyorum :)İkinci gün yurda döndüğümüzde hattımızı almış,paramızı yatırmıştık,ekstradan yurda kayıt olup yurt parasını ödemiştik,bir de hayati önemi olan internet kablomuzu da bulmuştuk hatta Türk Pratik zekasını kullanarak her odada bir kablo girişinin olduğunu(bu da ayrı bir saçmalık,2 kişilik o dada bir giriş var) önceden tespit edip kablonun yanında birde switch(çoğaltıcı) aldık,bu işlem yasal mı değil mi hala bir fikrimiz yok,koca yurtta bu sistemi kullanan çok az kişinin olduğunu da belirtmek isterim:)
Yurda döndüğümüzde okulumuzun bize yardımcı olmaları için gönderdiği

2 Kasım 2012 Cuma

Öylesine bir yazı..

İnsan bazen konuşmak ister biriyle,aklına ilk gelen kişi onu en iyi anladığını düşündüğü kişidir.Annen olur,dostun olur,sevgilin olur,uzakta olur,yakın olur farketmez o an.Konuşayım o bana bir şey desin diye beklersin,belki ne dediği bile önemli değildir.Ben anlatayım o dinlesin,sadece bir şey desin,sonra ben iyi olurum nasıl olsa dersin,kimse olmasa o benim yanımda dersin.İşte o anlarda yanımızda olan kişilerin değerini yanımızdayken bilmek gerekir.Ben niye böyle bir giriş yaptım onu da bilmiyorum da,az önce suskunları izledim sanırım etkiledi baya beni.Ben genelde soğukkanlı,duyguları ikinci planda,sakin biriyimdir ama o duygusal damara denk gelince sormayın gitsin.O yüzümü bilen çok az insan vardır çevremde,annemden bile itina ile sakladığım bir yüz o:)Yüz deyince aklıma başka şeylerde geldi ya.İşte ben yazı yazarken hep böle oluyor arkadaş,özellikle bu yazı türüne ne deniyor bilmiyorum ama serbest diyelim biz,Bir yerden başlıyorum yazarken başka şeyler geliyor aklıma onları da yazmak istiyorum ordan oraya,ordan oraya geçip duruyor konu.İyi bir yazı giriş,gelişme,sonuçtan oluşur diye öğretmişlerdi bize ama ben öğrenememişim galiba:)Neysem

1 Kasım 2012 Perşembe

İlk Uçak Deneyimi ve Yurt Dışı stresi

İlk defa yurt dışına çıkmanın yanında bir de ilk defa uçağa biniyorsanız allah yardımcınız olsun.Bu sözü de bu işlem zor olduğu için söylemedim,yaşanılan stress yetiyor insana.Topladık pılımızı pırtımızı Slovakya için geldik İstanbula.Atatürk Hava alanından viyanaya ucucaz,burdanda otobüsle slovakyaya geçicez.Yazıncada nasıl basit gözüktü şimdi.Gel sen bir de bana sor,uyku haram son bir hafta.Yiğitliği ele vermemek için kimseye de anlatamıyorsun korkunu,hele ailene asla onlar senden telaşlı zaten,beyninde dönüyor sorular:Bir:30 kg lık sınırla ben 5 aylık kılık kıyafet,ıvır zıvır nasıl götürücem,iki:bir check in olayı var hiç yapmamışım nerden yapıcam acaba,üç:pasaport kontrol işlemi uzun sürüyor diyorlar acaba benim ki ne kadar sürcek ya uzarsa?ya uçağa yetişemezsem?Dört:hadi uçağı atlattık slovakyaya nasıl gitcem ben ya:(viyanadan hemen otobüs bulabilcek miyim,bilet nasıl alcam,adamlar ingilizce konuşuyorlar mı,onlar konuşuyor çıktı ben derdimi anlatabilcek miyim?En zoruda o kadar eşyayla yurdu nasıl bulcaz biz?derken derken geldi çattı 19 eylül günü.

30 Ekim 2012 Salı

Erasmus,Erasmus Olalı Böyle Çile Görmedi

Efendim bendenizin her zaman bir yurt dışı hayali vardı.Üniversiteye ilk girdiğim andan itibaren öle ya da böle gitmeye karar vermiştim.Bir üniversite öğrencisiyseniz bunun en kolay yolu ya erasmus programına katılacaksınız ya da work and travel denilen yolla gideceksiniz:ikincisi zor bir seçenek gidip çalışıyorsunuz bazen anlaştığınız şirketler dolandırıyorlar sizi falan o yüzden ben ilk seçenek üstünde yoğunlaştım.Yurt dışı deyince gözünüzde mükemmel ingilizcesi olan bir kız canlanmasın.Evet anadolu lisesi mezunuyum,lisemde de üstün ingilizce eğitimide vardı ama ben hiç bir zaman ingilizce konusunda ortanın üzerinde olamadım sınıfımda :)Ama bütün bunlara rağmen üniversiteye başlarken ki hazırlık sınıfı nasıl olduysa sınavla atlamayı başardım.Sonra kendimi aslında ben ingilizcede iyimişşim bizim lisedekiler çok iyi oldukları için ben farkedememişim kendimi diye havalara bile girdim yani:)Burda sevgili arkadaşım Haticenin yorumunu da belirtmeden geçemicem,ben almışım sınavı geçtiğim haberini müjde müjde diye çığrınıyorum bizim kızın yorumu 'sınavın barajı 35 miydi ?':):) oldu,dalgaya aldığını biliyorum tabi ama siz bu espiriden benim lisede ki ingilizce durumumu anladınız bence..

Neysem öle böle geçtim hazırlığı bu işe en çok sevinenlerden biride babam.Ben aldım bu gazı,herkesin dilinde de erasmus sınavı kolay muhabbetleri girdim bodozlama ingilizce sınavına,ve aldım ağzımın payını.İlk yıl böle hüsranla bitti.İkinci yıl pes etmedim az çalışıp tekrar girdim,bu sefer olcaktı ama ailemin sağlık problemlerinden ötürü gitmek nasip olmadı.Son yılıma geldik,

28 Ekim 2012 Pazar

Kim Bu Kız :?

İlk yazının tanıtıcı yazı olması gerekiyormuş,sevgili blog oluşturma ile ilgili sitelerde yazan arkadaşlar böle diyor:)Efendim bendeniz pınar kod adı: admalzede:)Bu admalzede'nin hikayesini daha sonra ayrı bir yazıda anlatırım,dünyanın en güzel ülkesi Türkiye'nin nadide ili Aydında dünyaya gözlerimi açmışım ve açalı tam 22 yıl olmuş,mühendislik öğrencisiyim,erasmus programı kapsamında şuanda slovakya'da öğrenciliğime devam ediyorum.Bloğu açmamı sağlayan en büyük nedenlerden biri olarak bunu yazabiliriz.Bir arkadaşımın önerisi üzerine düşündüm taşındım,az kaşındım bende iyi olacağına karar verdim.Ne demişler 'SÖZ UÇAR YAZI KALIR'.Yurt dışına ilk defa çıkan genç öğrenci kız!(bu tabirinde hikayesi var) olunca maceraların ardı arkası kesilmiyor,ne gün ne yaşıyacağın hiç belli olmuyor,işte bende bunları ilerde ayrıntılı hatırlayabilmek ve yakın çevrem haricindeki arkadaşlarla da paylaşabilmek için baş koydum bu yola:)Karakter olarak merak edenler olursa

Bunlarda Dikkatinizi Çekebilir?? :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...