8 Kasım 2012 Perşembe

İlk Trip:Bratislava (Slovakya)

İlk gezi yazımız için aldık klavyeyi elimize:)Bugünkü durağımız Slovakya'nın başkenti Bratislava.Başkent dedim ama bizim Ankara gibi büyük,politik bir yer beklemeyin.Gitmeden önce internetten gerekli araştırmaları yaptık gezilecek yerler,hediyelikler,yemek yenen yerler falan.Trnava'dan Bratislava ortalama 45 dk sürüyor,hem trenle hem otobüsle gidebiliyoruz.Fiyat olarak ta ikisi aynı aşağı yukarı.Biz her saat başı otobüs olur umuduyla gitmiştik ama malesef otobüs saatine baya vardı,bizde(biz derken tuğba,gülnür ve benden bahsediyorum) otobüs duraklarına yakın olan tren istasyonuna yöneldik.İngilizce bilmeyen Biletçi ablayla el kol hareketleriyle anlaşıp biletimizi aldık.Genç bileti 2.25 euro(26 yaş altı),eğer ısıc öğrenci kartınız varsa 1.25 euro.Biz öğrenci kartına başvurduk ama bu gezimizde elimizde değildi o yüzden fazla fazla ödedik.Biraz bekledikten sonra geldi trenimiz.Alışkanlık yaptığımız birkaç davranışada değineyim,trenlere binmeden önce mutlaka soruyoruz,bazen trenlerin nereye gittiği belli olmuyor yanlış yere falan bineriz mazallah:)Aslında derdimiz kaybolmak değil yanlış yere binersen aynı yerden geri biner gelirsin o sorun değilde,o arada bir sürü zaman kaybı ne gerek var dimi.Sorduğumuz bayan Bratislava'nın son durak olduğunu da söyledi ve bizi hangi durakta inicez stresinden kurtardı.

Bratislava'ya indiğimizde yol bilmeyen herkes gibi kalabalığı takip ettik.
Bu takdiği herkese öneririm,biz daha zararlı çıkmadık.Bilmediğiniz bir yerdeyseniz yapılacak en iyi şey bu:)Daha sonra 'historical center' tabelaları çıktı önümüze onu takip ede ede ulaştık merkeze.Normal şartlarda haritayla yolu bulabiliriz ama bu ilk gezimiz daha acemiyiz,haritamız bile yok henüz,badozlama ilerliyoruz.Bratislava da birçok avrupa şehrinde olduğu gibi 'Old Town' denilen bir bölge var.Gezilecek yerlerin bir çoğu bu bölgede,sadece yayaya açık bir alan o yüzden dolanmak kolay oluyor.Zamanınız varsa her ara sokağa girip gezebilirsiniz,zamanın yıpratamadığı binaları gördükçe hayran kalıyorsunuz.Biz pazar günü gittiğimz için old town'un girişindeki meşhur klisesinde pazar ayinine denk geldik.İlginç bir deneyimdi,tabi ki konuşulanlardan hiç bir şey anlamadık yarı konuşma yarı ,ilahi karışımı bir şey bu ayinler.


Ordan çıkınca nereye gideceğimizi bilmediğimiz için bir japon turist kafilesini takipettik.Bu japonlar her yerdeler ayrıca otu b.ku fotoğraf çekiyorlar bunu da bir kez daha gözlemlemiş olduk :)Bütün binalar mükemmel bir mimariye sahip,17. yy'a zamanda yolculuk yapmışım gibi hissettim ben.Belli bir rotamız yoktu,her sokak görülmeye değerdi neredeyse hepsini dolaştık.Sokak aralarında Bratislava'nın meşhur heykelleriyle de karşılaştık.Bunlardan biri 'Cumil':ragordan çıkan adam olarak tarif edilen,şehrin savaşlardan sonra tekrar inşasını anlatan bir heykel.Napolyon ve fotoğraf çeken adam heykelleride diğer meşhur heykeller.



 Daha sonra ilk başladığımız yere dönerek Kale yoluna girdik.Bembeyaz bir bina,aslında çok tarihi yapısını koruduğunu söyleyemem daha çok yeni yapılmış bir bina gibi duruyor.Ama yine de kaleye çıkılmalı,bütün
bratislavayı ve artı olarak tuna nehrinin manzarasını en güzel burdan görebiliyorsunuz

.
Kaleden tuna nehrinin kıyısına inerek biraz da buralarda dolandık.İsteyenler için nehir üzerinde feribot turları da var.Ayrıca Tuna nehrinde ki bir köprünün üzerinde UFO denilen bir restoranda var,burası tuna boyundaki heryerden görünebiliyor.Bir gün çok param olursa sadece manzarası için gidip orda yemek yiyecem:)
Gideceklere tavsiyem çok soğuga kalmadan gidin,yoksa gezi işkenceye dönebilir.Bratislava'yı yaklaşık 6 saat yürüyerek dolandık.Güzel ve oldukça yorucu bir geziydi.Bize yakın olduğu için tekrar geliriz nasıl olsa diye herhangi bir hediyelik yada hatıralık birşey almadık burdan.Ki dediğim gibi daha sonra bir çok kere gittik,hava giderek soğuduğu için diğer geziler biraz daha zor oldu.Yeme içme olayı da yaşadığımız Trnavaya göre baya pahalı.İlk geldiğimizde bizi köye atmışlar diye isyan ediyorduk kızlarla ama Bratislava da yaşasak,okulun verdiği paranın yetmesi imkansızmış bunu da anladık.Bu arada Trnavaya'da köy dediğime bakmayın gayet modern bir şehir.Sadece insanlar geceleri sokaklarda yoklar,önceleri nerde bunlar diye dedikodularını yapıyorduk ama sonradan öğrendik ki hepsi yerin dibindeki pub,clup yada discolardalar sabaha kadar.Millet kop kop,napsın soğukta dışarda :)

3 yorum:

  1. Maşallah valla ya kıskandım ne yalan söyleyeyim :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, ben de ikinci dönem Erasmus için Slovakya yolcusuyum ama erasmus koordinatorum okulun antlaşmalı oldugu Inka adlı bir hotelden bahsetti siz yurtta kalmışsınız hangisi daha iyi olur sanırım hotel finansal açıdan zorlayabilir beni yurt ortamı fiyatları nasıl yemekleri falan?

    YanıtlaSil
  3. merhaba öznur,yurtta kalmak finansal açıdan oldukça iyi olur hatırladığım kadarıyla bizim aylık 50 euro gibi bir şeydi.Ben trnavada kaldım,yurtlar kız erkek karışık,yemek fiyata dahil değil genelde her katta ortak bir mutfak var,orda yemek yapabiliyorsun veya öğrenci kartına para doldurup öğlen ve akşam çıkan yemekten alabiliyorsun yalnız bratislava için yurt ayarlamanın oldukça zor olduğunu duymuştum arkadaşlarımdan.Karşı taraftaki erasmus kordinatörünün sana yardım etmesi gerekiyor.Umarım herşey istediğin gibi olur :)

    YanıtlaSil

Bunlarda Dikkatinizi Çekebilir?? :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...