Viyana gezisini günübirlik planladık ayrıca bu sefer 4 kişiydik,Gülnur'un oda arkadaşı özge de bizimle geldi.Tren saatlerine akşamdan kontrol edip sabah 6:06 treniyle Bratislavaya,ordan da Viyana geçmeye karar verdik..Sabah herkes uyanıp hazırlandı ama hazırlanma biraz uzun sürmüştü(4 kız olunca kaçılnılmaz son:),Düşündüğümüzden biraz daha geç çıkabildik yurttan.Yolda geç kalıcacağımızı anlayınca vitesi taktık dörde:)İstasyona ulaştığımızda trenin kalkmasına 4 dk vardı.Biletleri alıp platformu aramaya başladık,malesef İlk çıktığımız platform yanlıştı,sorduğumuz abi Bratislava treninin olduğu yeri gösterdi,gösterdi de oraya direk geçiş yoktu,zaten olsa şaşardım da.4 kız sabahın köründe tren garının içinden ordan oraya koşuyoruz:)Diğer tarafa doğru ilerlerken şu trenin hareket etmesi için düdük çalan görevliler var ya,o amca bizi gördü allahtan,bekliyorum cinsinden bir işaret yaptı ve sonunda 6:06 trenine 6:06 da bindik:)Herkes soluk soluğaydı,yurttan çıkarken ki uykulu halimizden eser kalmamıştı.Bratislava'ya indikten sonra da hiç risk almadan hemen viyana için bilet aldık,o da yaklaşık yarım saat sonraydı.Bilet fiyatı gidiş-dönüş 11 euro,çok pahalı değil bence,sonuçta ülke değiştiriyosun.
Midemizden sinyaller gelmeye başlamıştı,bir yere oturup yanımızdakiler artı yeni dostlarımız kahve makinelerinden aldığımız kahvelerle kahvaltımızı yaptık.Daha sonrada trene bindik.
İndiğimizde önce sap gibi bir kaldık.Tranvaya mı binsek metroya mı karar veremiyoruz,etrafta da bilgi almak için hiç information yeri yok.En son tranvayda karar kıldık.Kızlar garantiye almak için birine daha soralım dediler ve malesef çok yanlış bir amcaya sordular.Sordukları amca homeless falandı galiba,kafası da biraz güzel .Sakallı pis görünümlüydü ama allah için iyi ingilizcesi vardı .Biraz tarif etti ama biz huylandık birkere amcadan,başka bir yerde beklemeye başladık ama amca sürekli kalkıp kalkıp geliyor bişeyler diyordu .Biz iyice tırsıp yürümeye karar verdik.Sabah sabahta macera üstüne macera yani:)Kafamıza göre tren istasyonundan aşağıya doğru yürürken dışardan müzeye benzeyen bir yer farkettik.Ufak bir kararsızlıktan sonra girdik içeri,iyi ki de girmişiz.Meşhur Belvedere sarayını böylece bulmuş olduk.Dışardan içerisini asla tahmin edemezsiniz,binanın kensisi güzel bahçesi ayrı bir güzeldi.Burda baya dolandık,bol bol foto çekildik.
Acıktığımızda da başta baya bir türk restoranı aradık(viyana da çok türk var diye duymuştuk ama malesef o bölgede türkten eser yok)en son soluğu Mc Donalds da aldık.Viyanada ki Mc dolanlds lara dikkat edin tavukburger menunun içinde bile domuz jambon var,biz acayip aç olduğumuz için jambonları ayıklayıp yedik hamburgerimizi.Daha sonra bizim gençlik yollarına benzeyen çarşı bölümünde dolandık,bir kaç dükkana girdik,dükkanların birinde biri bize 'merhaba' demez mi,o an dünyayı fethetmiş kadar mutluydum,her zamanki türk dayanışmasının örneği olarak kız hediyelik eşya dükkanında çalışıyor olmasına rağmen 'burası çok pahalı burdan alışveriş yapmayın,10.bölge daha ucuz' diye uyardı bizi saolsun.
Bir daha ki gelişimizdeki hedefimizi 10.bölge olarak belirledik.Trene ulaştığımızda tam 8 saattir geziyor olduğumuzun farkına vardık.Gezi sonunda hepimiz araç kullanmadığımıza pişman olduk,yürüyerek anca 1 bölgesini gezebilmiştik ama son pişmanlık neye yarar:)Herşeye rağmen çok güzel yerler görüp keşfetmiştik,eminim bir daha ki viyana turumuz çok daha iyi olucak.Eğer imkanınız varsa bilen birisiyle dolaşmak en iyisi,boşuna vakit kaybetmiyorsunuz ama o acemiliğin,kendi keşfeşmişliğin verdiği duyguda azımsanmıycak kadar güzel ;)
Dipnot:Fotoların hepsinin bana ait olduğunu belirtmek isterim:)Fotoğrafçılıkla amatörce ilgileniyorum da,bu notu sadece egomu şişirmek için yazdım :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder