1 Kasım 2012 Perşembe

İlk Uçak Deneyimi ve Yurt Dışı stresi

İlk defa yurt dışına çıkmanın yanında bir de ilk defa uçağa biniyorsanız allah yardımcınız olsun.Bu sözü de bu işlem zor olduğu için söylemedim,yaşanılan stress yetiyor insana.Topladık pılımızı pırtımızı Slovakya için geldik İstanbula.Atatürk Hava alanından viyanaya ucucaz,burdanda otobüsle slovakyaya geçicez.Yazıncada nasıl basit gözüktü şimdi.Gel sen bir de bana sor,uyku haram son bir hafta.Yiğitliği ele vermemek için kimseye de anlatamıyorsun korkunu,hele ailene asla onlar senden telaşlı zaten,beyninde dönüyor sorular:Bir:30 kg lık sınırla ben 5 aylık kılık kıyafet,ıvır zıvır nasıl götürücem,iki:bir check in olayı var hiç yapmamışım nerden yapıcam acaba,üç:pasaport kontrol işlemi uzun sürüyor diyorlar acaba benim ki ne kadar sürcek ya uzarsa?ya uçağa yetişemezsem?Dört:hadi uçağı atlattık slovakyaya nasıl gitcem ben ya:(viyanadan hemen otobüs bulabilcek miyim,bilet nasıl alcam,adamlar ingilizce konuşuyorlar mı,onlar konuşuyor çıktı ben derdimi anlatabilcek miyim?En zoruda o kadar eşyayla yurdu nasıl bulcaz biz?derken derken geldi çattı 19 eylül günü.

Ben daha yoldayken yusuf yusuf olmaya başladım,bir gece öncesinden misafir olarak sibel ablalarda kalmıştık istanbul da annemle.Bu arada tabi ki bu iştede pürüzler çıktı,sadece annem gelebildi uğurlamaya,kardeşimin ertesi gün sınavı olduğu için babamla o Aydında kaldılar.Biz 3 saat öncesinden çıktık yola her ihtimale karşı,ama yetmez pınar viyana uçağına yetişcek sorun çıkması lazım.Bizi sabah sabah istanbul trafiği karşıladı,sibel ablanın eşide sormaz mı 'en geç kaçta orda olursan olur' diye,olan aklımda gitti zaten benim.Dedim hiç başlamadan biticek bu macera uçağa yetişemicez,allahtan sibel ablanın eşi biliyor istanbul yollarını ordan girdi burdan çıktı yetiştirdi bizi allah razı olsun ona.Hava alanında slovakyaya birlikte gidiceğimiz Tuğba ve Gülnurla buluştuk.Başladık gerekli prosedürler için,önce bagaj teslimi,sonra check in en son pasaport kontrolü.Beni gecelerce uykusuz bırakan işlemler meğersem tırtmış,işte bilmeyince:insan cahil olmaya görsün kardeş :)Uçağı beklerken başladım ben telefon görüşmelerine,uçağa bindikten sonra hattım işlevsiz olucaktı.Teyze,enişte,hala,dayı,arkadaşlar derken geldik en zor kısma aradım babamı,o ses tonunu nasıl anlatsam daha önce hiç duymadığım bir ton,babam kendine dikkat et kızımdan girip bir sıra cümle söylüyordu ama bendeki alıcılar cümleleri değil ses tonundaki giderek artan yası algılıyordu,en son muslukları açma kıvamına geldiğimde hemen topladım kendimi ben o an kendimi bıraksam eminim babam benden 10 kat daha beter olup gitmeme izin verdiği günü sorgulamaya başlıcak ne yaptım ben diye,neşeli bir ses tonuyla girdim konuşmaya 'babacım ben bakarım başımın çaresine merak etme,sen demez misin iyileri allah korur kötülere bişey olmaz,ben ikisinden birine girerim heralde diye' espiri falan yapmaya çalışıyorum ama gel sen bir de bana sor.Birinci deprem dalgasını atlattıktan sonra sıra geldi kardeşime,telefonu açar açmaz ağlamaya başladı uyuz(uyuzu sevdiklerime kullanırım yanlış anlaşılmasın),benimde kendimi toplamam biraz zaman aldı bir süre konuşamadım.Kardeşimle çok zorlu dönemler geçirmişizdir,atışma,tartışma hatta girişme boyutunda:) ama birbirimize de ölümüne bağlıyızdır.Kendimle ilgili konuşmadan,'babamlara iyi bak ablacım onlar sana emanet' diyebildim.Sonra kızlarla uçağa doğru yol aldık,bir süre uçak kapısının açılmasını bekledikten sonra çıktık uçağa,birde ne göreyim benim bilet cam kenarı,kanat.O bileti yazan ablayı saygıyla andım o an,ilk defa uçağa binip kanada denk gel sen birde.Ama hiç bir şey anlatılanlar gibi olmadı,herkes yok öle korkunç yok böle korkunç ilk sefer zordur gibi cümleler kursalar da bana gayet eğlenceli geldi,hele hızlanıp havalanma anı bence mükemmel.Biletinde THY'den olmasından dolayı gayet konforlu geldik.

İndik Viyanaya,bazı beklemelerden dolayı bagajların dağıtıldığı banda biraz geç gitmiştik.İstanbul yazanın altında bekliyoruz biz.Birinci tur geçti,2.tur geçti yok bizim bagajlar ne benim ne bizim kızların aldı bizi telaş,bende yok artık ya falan diye isyanlardayım,bugün bitsin diye dua ediyorum.Napsak napsak görevli arıyoruz yok ortalarda kimse,oturup ağlayasım geldi o an zaten dolmuşum iyice,bir de geldikçe geliyor.Sonra bir abla yetişti hızır gibi yanlış burası pegasusunmuş,thy son hat dedi sarılıp öpücektim orda ablayı :)Bizim gibi telaşlı bir takım insanla  koşa koşa gittik bulduk bagajımızı.Bus yazan tabelaları takip ede ede durağıda bulup slovakya otobüsünede yerleştik.İlk ilginç gelen deneyimimizi burda yaşadık otobüslere,taksiye falan binerken eğer bagajınız varsa onun için ayrı para alıyorlar.Viyanadan da Bratislavaya geldik,kaldı son bir hamle Bratislava'dan okulumuzun bulunduğu Trnava iline gitmemiz gerekiyor.Viyanadan bindiğimiz otobüsün şöförüne sorduk trnavaya nasıl gidebileceğimizi onun da yardımıyla trnava otobüsünede ulaştık 40 dk sonra trnavadayız.Artık yurdu arıcak gücümüz kalmadı atladık taksiye gösterdik adresi tabi burdada bagaj için ayrı bir para ödedik,abi bıraktı bizi yurdumuza.Yurt önümüzde duruyordu resmen gelmiştik :)
Görevliler zaten geleceğimizden haberdarlarmış,resepsiyondaki amca ingilizce bilmesede anlaştık götürdü bizi odamıza.İşte o an hayatımda ilk defa gerçek anlamda bir zafer duygusuyla doldu içim.İçinizden 'üniversteyi kazanmışın,arada bir çok sınav geçmişin o zaman hissetmedin mi?' diyenler olabilir ama bu başkaydı.Tek başımaydım,ne terslik olursa olsun kimseye mızmızlanmadan halletmem gerekiyordu.Zaman kendi ayaklarımın üstünde durma zamanıydı :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda Dikkatinizi Çekebilir?? :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...