2 Kasım 2012 Cuma

Öylesine bir yazı..

İnsan bazen konuşmak ister biriyle,aklına ilk gelen kişi onu en iyi anladığını düşündüğü kişidir.Annen olur,dostun olur,sevgilin olur,uzakta olur,yakın olur farketmez o an.Konuşayım o bana bir şey desin diye beklersin,belki ne dediği bile önemli değildir.Ben anlatayım o dinlesin,sadece bir şey desin,sonra ben iyi olurum nasıl olsa dersin,kimse olmasa o benim yanımda dersin.İşte o anlarda yanımızda olan kişilerin değerini yanımızdayken bilmek gerekir.Ben niye böyle bir giriş yaptım onu da bilmiyorum da,az önce suskunları izledim sanırım etkiledi baya beni.Ben genelde soğukkanlı,duyguları ikinci planda,sakin biriyimdir ama o duygusal damara denk gelince sormayın gitsin.O yüzümü bilen çok az insan vardır çevremde,annemden bile itina ile sakladığım bir yüz o:)Yüz deyince aklıma başka şeylerde geldi ya.İşte ben yazı yazarken hep böle oluyor arkadaş,özellikle bu yazı türüne ne deniyor bilmiyorum ama serbest diyelim biz,Bir yerden başlıyorum yazarken başka şeyler geliyor aklıma onları da yazmak istiyorum ordan oraya,ordan oraya geçip duruyor konu.İyi bir yazı giriş,gelişme,sonuçtan oluşur diye öğretmişlerdi bize ama ben öğrenememişim galiba:)Neysem
ben bildiğim gibi yazıyım da,nasıl olsa yazarken bir kaygı taşımıyorum sizde okurken sıkılırsanız,kapatır gidersiniz zor bir şey değil yani.En azından ben kendimi böle daha iyi ifade edebildiğimi düşünüyorum.
Nerde kalmıştık bakayım bi,evet yüz konusu:)Bizler herşeyden olduğu gibi insanların ne çok yüzü var diye de hep şikayetçi oluruz,eleştiride bulunuruz.Peki kendimizin kaç yüzü olduğunu hiç düşündük mü,daha doğrusu düşünmeye cesaret edebildik mi???Ben uzun süre önce başardım bunu,kendine dürüst olmaya başladığın zaman bunu başarabiliyorsun.Etrafınızda sizin her şeyinizi ama her şeyinizi bilen bir tek kişi var mı?Hiç yalan söylemeyin öle bir kişi yok.Annenizle mi yakınsınız,sizin sevgilinizi onunla olan ilişki boyutunuzu biliyor mu?Babanızla mı yakınsınız,okumaya gönderdiği üniversitede partilerden çıkmadığınızı biliyor mu:)?Sevgilinizle mi yakınsınız,yaptığı öküzlükleri en yakın arkadaşınıza anlattığınızı biliyor mu?Dostunuz mu var,Önceki dostlarınızdan kazık yediğiniz için ona karşıda temkinli davrandığınızı biliyor mu?Bu liste böle uzar gider sayın seyirciler..
Demek ki neymiş bizim de bir çok yüzümüz varmış,bence bu normal olan çünkü içgüdüsel olarak kendimizi böle koruyabildiğimizi düşünüyoruz.Sanki bir kişi herşeyi bilse onun karşısında kendimizi savunmasız hissedicez daha doğrusu en kötü durumu düşünerek aslında onun eline koz vermeyi istemiyoruz.Bunu çoğumuz kabullenmiyor ama bilinç altı bu siz ben düşünmüyorum deseniz de bedenimiz ve beynimiz kendini korumaya odaklıdır.
Tamam kendi yüzlerimizin farkında olalımda,o yüzler arasında uçurumlar yaratmayalım.Aileniz sizi mutasıp çalışkan kızım olarak bilirken,arkadaşlarınız party girl olarak bilmesin yani.Bu konuya girdim ya,okuyan herkes kendimi anlatmamı bekliyor şuan dimi:)Bende kararsız kaldım ne kadar açık yazmalıyım diye,tepkileri tam bilmediğim için okuyucuya karşı olan yüzümün sınırlarını tam çizemiyorum şuan.Benim yüzlerim arasındaki farklar dönemsel olarak değişiklik gösteriyor diyebiliriz.Bir dönem herkese aynı mesafe de dururken,Bir dönem az önce dediğim uçurumları yaratabiliyorum.Bazen ben bile şaşıyorum kendime,olmadığım gibi davranıyorum,anlık kararlarla ilerliyorum ki bu hiç huyum değildir.Genelde de zararlı çıkmışımdır aldığım anlık kararlardan ama bazen engelleyemiyosunuz.Çok iyi kalplisiniz belki ama o an sonucunun kötü olcağını bile bile o eylemi gerçekleştiriyorsunuz,ya da normalde bencil bir kişiliğiniz var ama o an karşınızdakine göre hareket edebiliyorsunuz.Umarım sizin aldığınız anlık kararlar benim ki gibi pişmanlıkla sonuçlanmıyordur.Nasıl bir kişiliğiniz olursa olsun karşımızdakinin de insan olduğunu unutmamalıyız,Üstelik o kişi belkide hiç karşılaşmadığınız 1001 karakterden biri olabilir.(Karakterler çeşitlerini de 1001 olarak sınırladım böle yazarak ama yazarken daha akıcı oldu böle napıyım:)Bu yazıyı yazarken her hangi bir konu belirleyerek başlamamıştım ama ilerledikçe 'Ben yaptım siz yapmayın' ana fikrine dönüştü.Bilmiyorum sizde öle mi hissettiniz ya da ben öle hissedip kendimi yazının arkasına saklamış da olabilirim,buna okuyunca siz karar verirsiniz.Bu yazıyı beni tanıyan bir çok kişinin okuduğunu biliyorum ama yazı yazarken hayatımla veya karakterimle ilgili  itiraflarda bulunmayı seviyorum.Yazmak konuşmaktan çok daha kolay benim için,burda ki samimiyetimi de kaybedersem kendimle ilgili çelişkilerle bir ömür geçmez be hafıs :)
Dipnot:'Hafıs' kelimesini bilen biliyordur da bilmeyenler için Sakarya'da kullanılan bir hitabet sözü olarak açıklayabiliriz sanırım:)Çeşitli bölgelerdeki hacı,abi,hocam,bilader gibi birşey.Bende Sakarya'dan sonra oldukça kullanır oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda Dikkatinizi Çekebilir?? :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...